8 Ocak 2014 Çarşamba

zeki olmak ...akıllı olmak.. gerçekte nedir biliyomuyuz

Albert Einstein hafızası olan bir adam değil. Pek çok sınavda bazı şeyleri iyi hatırlayamadığı için başarısız olmuştu. Tüm çağların ve gelecek zamanların en büyük matematikçisi küçük miktardaki parayı sayamaz, defalarca saymak zorunda kalırdı. Bir seferinde otobüste seyahat ediyordu. Biletçiye biraz para verdi; ona da para üstü verildi. Bir kez, iki kez, üç kez saydı ve her seferinde sonuç farklıydı ve o da dördüncü kez saymaya başladı.
Biletçi onu izliyordu ve dedi ki, "Senin sorunun nedir? Sayı saymayı biliyor musun? Üç kez saydın ve şimdi de dördüncü kez sayıyorsun! Bozuk para saymasını bilmiyor musun?"
Einstein da, "Matematikte pek iyi değilim" dedi.
Mümkün olan en muhteşem matematiği yapmış olan bu adam az miktardaki parayı saymaktan acizdi. Banyosuna gider ve saatlerce dışarı çıkmazdı çünkü nerede olduğunu ve geri dönmesi gerektiğini unuturdu. Arkadaşlarımdan birisi olan doktor Ram Manohar Lohia onu görmeye gitmişti. Bana dedi ki: "O banyoda olduğu için sekiz saat beklemek zorunda kaldım! Ve karısı devamlı benden özür dileyip durdu. 'O banyoda, o hâlâ banyoda' dedi. Ben de, 'Fakat banyoda ne yapıyor ki?' diye sordum. Karısı, 'Kimse bilmiyor...ama şayet rahatsız ederseniz çok kızar; bir şeyler fırlatmaya başlar! Fakat o her zaman unutur; ne zaman oraya girse dışarı çıkmayı unutur. Şimdi o ne zaman gelecekse beklemek zorundayız. Ne zaman ki acıkır, susar ya da böyle bir şey olursa hatırlayacaktır."
Doktor Lohia, "İyi ama ne yapıyor orada?" diye sordu.
Karısı dedi ki: "Bunca yıldır bunu ben de merak etmekteyim. Başlangıçta anahtar deliğinden ne yapıyor diye gözetlemiştim. Küvette sabun köpükleriyle oynayarak oturuyor! Ona, 'Ne yapıyorsun' diye sorduğumda dedi ki: "Beni rahatsız etme; beni asla rahatsız etme çünkü sabun köpükleriyle oynarken görecelilik kuramını keşfettim ben. Sabun köpükleriyle oynamak sayesinde evrenin bir köpük gibi genişlediğini anlayabildim. O genişlemeye devam ediyor ve bir gün tıpkı bir sabun köpüğü gibi patlayacak!'"
Geçmiş çağlara bakacak olursan son derece kötü hafızaya sahip binlerce dâhi ve son derece iyi hafızaya sahip pek de zeki olmayan binlerce insan bulacaksın çünkü hafıza ve zekânın kaynakları farklıdır. Hafıza zihnin bir parçasıdır; zekâ ise zihinsizliğin parçasıdır. Zekâ bilincinin parçasıdır ve hafıza ise beyninin bir parçasıdır. Beyin eğitilebilir; üniversitelerin sürekli yaptığı şey budur. Senin tüm sınavların hafızayı test etmek içindir, zekâyı değil. Üniversiteler sende sanki hafıza zekâymış gibi yanlış bir izlenim yaratıyor. Öyle değildir.