30 Nisan 2014 Çarşamba

GÜLENGÜL USLU İLE REYHAN SOHBETLERİ...



ÇÖZÜM ODAKLI OLMA VE YARATICILIK


                             ÇÖZÜM ODAKLI OLMA VE YARATICILIK

       Toplum ve bireysel gelişmenin önemli bir parçası olan yaratıcı düşünme yeteneği, doğuştan getirilen gizli bir güçtür. Ancak sonrasında bu köreltilebilmekte ya da geliştirilmektedir.
       Çocuk kendine özgü yaratıcılığını kullanarak kendi iç dünyasını yansıtmak için sözcük, mimik, fikir, hareket, çizgi ve renk kullanır ve bunların tümü yaratıcı düşünce örnekleridir. Daha öncelerde tanrısal ve olağanüstü göcelere yüklenen bu kavramın artık bir davranış ve düşünme biçimi olduğu kabul görmektedir.
       Yaratıcılık, esneklik, duyarlılık, akıcılık, ve orjinallik içeren fikir ve durum bütünüdür. Esnek olabilme, çok yönlü düşünebilme becerisi, karşılaşılan yeni duruma uyum sağlayabilme, çabuk ,rahat, hızlı düşünebilme yetisi, hayattaki problemlere çözüm bulabilme ve dolayısıyla hayat başarısını beraberinde getiren tüm öğeler yaratıcı düşünme becerisinin çocukluktan itibaren desteklenmesi ile mümkündür. Bunun için her şeyden önce bireyin kendisine güven duyması , alışılmış kalıpların dışına çıkabilme konusunda engellenmemesi herkesin gördüğünün ve düşündüğünün aksine farkındalığın yargılanmaması, kendine özgü kişilik geliştirmesine saygı duyulması gerekmektedir. Erken dönemde çocuğun duyularını geliştirebilmesi için zengin uyarıcılı bir çevre sağlamak ve kendini ifade edebildiği, psikolojik olarak güvenli bir ortam sağlamak ailelerin öncelikli sorumluluğudur. Anaokulu çağlarına doğru öğretmen ve ebeveyn tutumları ve kullanılan yöntemlerin esnekliği yaratıcılığı destekleyecektir. Açık uçlu sorular yaratıcı düşünceyi destekler örneğin;  bu kalem nerede?’’  ya da  bu kalemle ne yaparız?  yerine  bu kalemle ilgili neler söyleyebilirsin? Bu bir kalem olmasaydı ne olurdu gibi sorularla alternatif düşünceye yöneltebilirsiniz.
ORTAM DÜZENLEMESİ NASIL OLMALIDIR?
-          Malzemelerin normal  kullanım işlevleri dışında kullanılmasına olanak verilmelidir.
-          Çocukların  bir şeyin tekbir sonu, her sorunun tek bir yanıtı olmadığına alıştırılmalıdır.
-          Hissettiklerini sözle, müzikle, renkle, hareketle farklı duyuları kullanarak ifade etmeleri desteklenmelidir.
-          Herhangi bir konu eleştirel düşünülürken bir şeyin eksiklikleri, aksaklıkları sadece görmeleri değil alternatif çözüm yolları üretebilmeleri desteklenmelidir.
-          Bir konuya formal ve ezber yöntemlerle değil soru ve sorgularla başlanmalıdır. Eğer gözleriniz başınızın arkasında olsaydı neler değişirdi hayatınızda gibi..
-          Öğretmen planlarına sıkı sıkıya bağlı olmamalı esnek davranabilmelidir, öğretmenler  içten, doğal, iyi gözlemci, kaygı üretmeyen kişilik yapısında olmalıdır. Eğlenerek yaşamayı  çocuklara aktarabilmelidir.
ÇOCUKTA YARATICILIK GELİŞİM DÖNEMLERİ
      0-2 YAŞ –  Taklit önemli yer tutar. Bebek duyu sistemini kullanarak dünyayı tanır. Bu dönemde yeni sesler, ritimler, dokunma, tatmaya yönelik yenilikler duyuları ve beyin içi nöron gelişimini miyelin kılıfı oluşumlarında  etkilidir. Bu nedenle kaliteli uyaran çevresi ve sensorymotor  oyunlar ile desteklenmelidir.

2-4 YAŞ – Sözel ve hayali oyunların arttığı bir dönmedir. Dikkat süresi kısadır. Bağımsızlık duygusu kendine güvenin desteklenmesi gereken dönemdir. Engellenmemelidir  (düşersin, yanarsın gibi kelimeler yerine çevreyi güvenli halde tutmak tercih edilmelidir.) ifade edici dil ile birlikte kelime hazinesinin arttırılması, el ve parmak kuklaları, farklı resimlere öyküler uydurulmasına yönelik açık uçlu sorular, anlamsız soyut resimler üzerine ‘’sence burda ne var?’’ gibi hayal gücü destekleme çalışmaları tercih edilir.
4-6 YAŞ - Öykülerin ve resimlerin dramatize edildiği kendi algıladığı gibi çizdiği kendi kişiliğini yaratmaya başladığı dönemdir, seçme, bağıntı kurma, oranlama ve anlam çıkartma yetenekleri hala tam gelişmemiştir. Bu nedenle katı kurallar ve tanımlamalardan kaçınılmalıdır. ‘’Güneş sarı olur mavi olmaz gibi’ kısıtlayıcı tanımlardan kaçınılmalıdır. ‘’ öyle yapılmaz, öyle olunmaz’’ yerine belki ‘’ bunu da demek ister misin? Sen nasıl yapmak istersin? Bu konuda ne düşünüyorsun? ‘’ gibi..  Serbest uçlu sorular daha destekleyici olur.
6-9 YAŞ – Kaslara egemenliğin arttığı el becerilerinin geliştiği daha ince işlerle uğraşıldığı dönemdir. Biçim, renk, estetik mantığı ve estetik duygular belirlenmiştir. Somut algılamaya doğru kayan çocuk bildiği kavramları sorgulamaya başlar bu dönemde fanteziler ve hayal gücü zayıflar resimler daha temsil edici gerçeği yansıtır. Kısıtlanmamalıdır.
9-12 YAŞ – Sistemleşmiş düşünme ve becerilere sahiptir. Düşünce üretir. Sistemli tartışmalar, akıl yürütme oyunları, strateji geliştirme, daha uzun dikkat süresi ile sürdürülebilir kelime oyunlarına merakları artar. Sanatsal yetenekler hızla artar. Bu yıllarda kendine güveni sık sarsıldığından eleştirel yaklaşılmamalıdır.
ERGENLİK DÖNEMİ -  Tüm algı dikkat bellek düşünme mantık ve bilişsel işlevler olumsuz yönde etkilenir. On beş yaşa kadar dalgalanma ve çatışmalar zihinsel pozisyonuda etkiler. Kızlar renk zenginliği formda zariflik çizgide estetiğe kaymaya, erkekler teknik ve mekanik çizim ve konulara kafa yormaya yatkındır.
    
             Yaratıcılık ve yaratıcı düşünme tekniklerinin desteklenmesi yetişkinlik döneminde soruları yorumlamak çözümlemek için kullanılan bir güçtür. Çocukluk döneminde zihnin bu yönde desteklenmesi bireyin hayat başarısındaki artışa, mutlu bir yaşam sürmesine  kendi  ile barışık olmasının temelidir.
             Bu nedenle anne babalar ve eğitimciler yaratıcılığın diğer gelişim alanlarıyla ilişkisi anlatılmalı kısıtlayıcı yapılandırılmış eğitim programlarının bireysel ve toplum gelişmesindeki zarar ortaya çıkartılmalıdır.
             Özgür, düşünen, sorgulayan, mutlu bir toplum ezbercilikten kurtarılmış çocuklar mümkündür.

                                                                                   Esra DEREOBALI        11.04.2014 Alsancak