Çocukların hayatı öğrenme ve deneyimleme şekilleridir
“OYUN”.Keşke hayat benim oyun alanım diyerek yaşayabilse büyüklerde... Bu
bağlamda hala çocuklardan öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin.
Oyun oynarken bir çocuğu gözlemleyerek çocuğunuzun keyif
aldığı şeyleri, hiç yönlendirme olmadığı halde nelere yöneliyor olduğu yada
özellikle anlatamadığı ve baş edemediği
durumları nasıl çözümlüyor olduğudur.
Çocuklarda, üç farklı gelişimsel alan birbirine paralel olarak gelişiyor; akademik becerilerindeki
yetkinlik, fiziksel ve duygusal anlamda büyüme ve kişilik ve ahlak gelişimi. Ancak
yapılan araştırmalarda, çocukların bu alanlardaki güçlü yanlarını fark
ettikleri zaman ilerleme kaydettiklerini gösteriyor. Güçlü yanları ortaya
çıkartan etkinliklerse şöyle sıralanabilir.
1. Doğuştan sahip olunan, ilerleyen yıllarda desteklenerek
yetenek ve becerilere dönüşenler
2. Yaparken çok keyif alınan ve iyi yaptığın şeylerdir.
3. Genel ve kapsamlı olmaktan çok, spesifik aktivitelerdir.
Spesifik olmakla birlikte, birçok farklı aktiviteye dökülebilirler.
Bir çocuk kimse söylemediği halde “içten gelen bir dürtü ve
keyif” ile yapıyor. Ortalıktaki taşları topluyor inceliyor biriktiriyor olması
gibi .. spesifik bir davranış olmakla birlikte ilerleyen zamanlarda bu onu
araştırmacı bir bilim insanı olma yoluna giden bir yola dönüşebilir.
Öğrenme
açısından güçlü yanlar
Çocuklar çok ciddi bir öğrenme becerisi ile doğuyorlar. Hiç
durmadan yeni şeylerle karşılaşıyor, sözlü ve sözsüz konuşma sistemlerini
müthiş bir hızla yerleştirip kullanıyorlar. Belli bir yaş döneminde, yaklaşık
3-15 yaşlar arasında, bir şekilde kullanılmayan, kısımları budanıyor ve daha
belirgin özellikler profesyonelleşmeye başlıyor.ancak her çocuk kendine has bir
biçimde öğreniyor. Beynin çalışma prensiplerinin farklılığına bağlı olarak 34
değişik öğrenme stili olduğunu, bunların beş çeşit farklı kategoride
toplandığını gösteriyor. Bunlar:
1. Çevresel 2.
Duygusal 3. Sosyolojik 4. Fiziksel 5. Psikolojik öğrenme stilleri.
Çocuklar, kendi öğrenme stillerini ortaya çıkardıklarında,
daha verimli ve anlamlı hayatlar sürebiliyor ve diğerleri ile iletişim kurma
yöntemlerini geliştirebiliyorlar. Ne yazık ki bugün, birçok çocuk sadece ne
şekilde öğrendiğini bilmediği için eğitim hayatında başarısızlığa uğruyor.
Bu nedenle eğitimcilere ve anne babalara bu bağlamda çok iş
düşmektedir. Çocuklarımızı yargılamadan ,objektif gözlerle sadece ne yaptığını
nasıl oynadığını ve ne sıklıkla aynı oyunları tercih ettiğini gözleyerek bile
çocukların akademik ve hayat başarısının temellerini atmasına yardımcı
olabiliriz .
Geleceğin yaratıcı özgür bireyleri sınırlanmadan kendi beyin
ve öğrenme prensiplerine bağlı kalarak eğitilebileceği bir ortam dileğiyle...
ESRA DEREOBALI 23.07.2014