7 Ağustos 2014 Perşembe

oyun ve çocuk



Çocukların hayatı öğrenme ve deneyimleme şekilleridir “OYUN”.Keşke hayat benim oyun alanım diyerek yaşayabilse büyüklerde... Bu bağlamda hala çocuklardan öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin.




Oyun oynarken bir çocuğu gözlemleyerek çocuğunuzun keyif aldığı şeyleri, hiç yönlendirme olmadığı halde nelere yöneliyor olduğu yada özellikle anlatamadığı  ve baş edemediği durumları nasıl çözümlüyor olduğudur.
Çocuklarda, üç farklı gelişimsel alan  birbirine paralel olarak gelişiyor; akademik becerilerindeki yetkinlik, fiziksel ve duygusal anlamda büyüme ve kişilik ve ahlak gelişimi. Ancak yapılan araştırmalarda, çocukların bu alanlardaki güçlü yanlarını fark ettikleri zaman ilerleme kaydettiklerini gösteriyor. Güçlü yanları ortaya çıkartan etkinliklerse şöyle sıralanabilir.
1. Doğuştan sahip olunan, ilerleyen yıllarda desteklenerek yetenek ve becerilere dönüşenler
2. Yaparken çok keyif alınan ve iyi yaptığın şeylerdir.
3. Genel ve kapsamlı olmaktan çok, spesifik aktivitelerdir. Spesifik olmakla birlikte, birçok farklı aktiviteye dökülebilirler.
Bir çocuk kimse söylemediği halde “içten gelen bir dürtü ve keyif” ile yapıyor. Ortalıktaki taşları topluyor inceliyor biriktiriyor olması gibi .. spesifik bir davranış olmakla birlikte ilerleyen zamanlarda bu onu araştırmacı bir bilim insanı olma yoluna giden bir yola dönüşebilir.
Öğrenme açısından güçlü yanlar
Çocuklar çok ciddi bir öğrenme becerisi ile doğuyorlar. Hiç durmadan yeni şeylerle karşılaşıyor, sözlü ve sözsüz konuşma sistemlerini müthiş bir hızla yerleştirip kullanıyorlar. Belli bir yaş döneminde, yaklaşık 3-15 yaşlar arasında, bir şekilde kullanılmayan, kısımları budanıyor ve daha belirgin özellikler profesyonelleşmeye başlıyor.ancak her çocuk kendine has bir biçimde öğreniyor. Beynin çalışma prensiplerinin farklılığına bağlı olarak 34 değişik öğrenme stili olduğunu, bunların beş çeşit farklı kategoride toplandığını gösteriyor. Bunlar:
1. Çevresel   2. Duygusal  3. Sosyolojik  4. Fiziksel 5. Psikolojik öğrenme stilleri.
Çocuklar, kendi öğrenme stillerini ortaya çıkardıklarında, daha verimli ve anlamlı hayatlar sürebiliyor ve diğerleri ile iletişim kurma yöntemlerini geliştirebiliyorlar. Ne yazık ki bugün, birçok çocuk sadece ne şekilde öğrendiğini bilmediği için eğitim hayatında başarısızlığa uğruyor.
Bu nedenle eğitimcilere ve anne babalara bu bağlamda çok iş düşmektedir. Çocuklarımızı yargılamadan ,objektif gözlerle sadece ne yaptığını nasıl oynadığını ve ne sıklıkla aynı oyunları tercih ettiğini gözleyerek bile çocukların akademik ve hayat başarısının temellerini atmasına yardımcı olabiliriz .
Geleceğin yaratıcı özgür bireyleri sınırlanmadan kendi beyin ve öğrenme prensiplerine bağlı kalarak eğitilebileceği bir ortam dileğiyle...


ESRA DEREOBALI 23.07.2014